Lozan Barış Antlaşması’nın 102’nci yıl dönümünü, milletimizin bağımsızlık ve özgürlük ruhunun somut bir zaferi olarak bir kez daha gururla kutluyoruz.

24 Temmuz 1923’te imzalanan bu antlaşma, aziz milletimizin Millî Mücadele’de ortaya koyduğu destansı direnişin uluslararası alanda tescillenmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlam temeller üzerinde yükselmesinin önünü açan tarihi bir dönüm noktasıdır.
Bugün, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajlarında da vurguladığı üzere, Lozan’ın mirası, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla geleceğe taşınmakta; ülkemiz, barış, iş birliği ve karşılıklı saygıya dayalı dış politikasıyla küresel ölçekte bir güç merkezi olma yolunda kararlı adımlarla ilerlemektedir.
Lozan, yalnızca bir antlaşma metni değil, aynı zamanda bir milletin yeniden doğuşunun sembolüdür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, yokluklar içinde verilen mücadele, Türk milletinin bağımsızlığına olan sarsılmaz bağlılığını tüm dünyaya göstermiştir. Bu antlaşma, yalnızca sınırlarımızı çizmekle kalmamış; aynı zamanda, genç Cumhuriyetin uluslararası arenada eşit ve saygın bir aktör olarak yerini almasını sağlamıştır. Bugün, bu mirası devralan Türkiye, her alanda daha güçlü, daha müreffeh ve daha bağımsız bir ülke olma hedefine emin adımlarla yürümektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, Türkiye bugün dünden daha iyi bir konumdadır ve yarın çok daha ileri seviyelerde olacaktır. Türkiye Yüzyılı vizyonu, yalnızca ekonomik kalkınma ve refah artışı değil, aynı zamanda küresel barışa katkı sunan, bölgesinde istikrar ve güvenin teminatı olan bir Türkiye’yi inşa etme kararlılığını temsil etmektedir. Barışı esas alan dış politikamız, komşularımızla ve dünya ile ilişkilerimizde karşılıklı saygı ve iş birliğini merkeze alarak, ülkemizin uluslararası alandaki etkisini her geçen gün artırmaktadır.
Lozan’ın 102’nci yıl dönümünde, bu büyük zaferi mümkün kılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Millî Mücadele’nin kahramanlarını, vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor; gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.
Onların bıraktığı emaneti, Türkiye Yüzyıl’ında daha da yükseklere taşıyacağımıza olan inancımız tamdır. Türkiye, geçmişinden aldığı güçle, geleceğe umutla ve kararlılıkla yürümeye devam edecektir.